Girişimlerin Çıkış Stratejileri:
Ürün Geliştirme ile İlişkisi ve Farklı Seçenekler
Bir girişimin en büyük hedeflerinden biri, sürdürülebilir bir büyüme elde etmek ve yatırımcılarına yüksek getiri sağlamaktır. Bu hedefe ulaşmanın en yaygın yolu, belirli bir noktada girişimden çıkış yapmaktır. Çıkış stratejileri, girişimcinin işletmesini satması, halka arz etmesi veya başka bir şirketle birleşmesi gibi farklı yöntemleri içeriyor. Bu yazımda benimde açıkçası yeni yeni derinlerine inebildiğim ”Exit” konusunda girişimlerin çıkış stratejileri ve bu stratejilerin ürün geliştirme sürecine olan etkilerini incelemeye çalışacağız. Özellikle yurt dışında bu konu çok hızlı ilerliyor. Ancak, ülkemizde halen ihtiyaç olan doğru girişim fikrini yakalamakta zorluk yaşanıyor. Fikir bulunursa da geliştirmek pazarla eşleştirmek veya sürdürülebilir hale getirmekte halen ciddi problemler var. O nedenle, ülkemizde doğru sistemeler ile bir girişimi çıkış (exit) etme aşamasına gelen girişimcilerin sayısı oldukça az.
Çıkış (Exit) Stratejileri Nedir?
Çıkış stratejisi, bir girişimcinin işletmesini belirli bir noktada terk etmek veya işletmenin sahipliğini devretmek için önceden belirlenmiş bir planıdır. Bu strateji, girişimin kuruluş aşamasından itibaren düşünülmesi gereken önemli bir konudur. Çünkü çıkış stratejisi, girişimin değerini belirleme, yatırımcıları çekme ve uzun vadeli büyüme hedeflerini belirleme gibi konularda önemli bir rol oynar. Aynı zamanda ”çıkış” girişimcinin başka bir heyecanla başka bir konu üstünde yoğunlaşarak başka bir problemi çözmesi içinde uygun ortamı hazırlar. Girişimcilik bir bakıma ihtiyaç olan problemin çözülmesi anlamına geldiğinden, tespit edilen problem zaten en uygun şekilde çözümü sağlanıyorsa, yani talep görüyorsa startup’ın yelkenleri sürekli hava ile dolu olur. Ancak bir süre sonra çözümü sağlanan probleme bağlı ihtiyaçlar ortaya çıkmıyorsa ya da yeni çözüm önerileri gelmiyorsa girişimciler için çıkış zamanı gelmiş demektir. Ancak bununda bir stratejisi var.
Çıkış Stratejilerinin Çeşitleri
- Halka Arz (IPO): Şirketin hisselerini halka açık bir şekilde satarak sermaye elde etmesi sürecidir. IPO, girişimlere büyük miktarda sermaye sağlayabilir ancak aynı zamanda şirketin daha fazla düzenlemeye tabi olmasına neden olabilir. Bu konu teknik bir konu ve uzmanlığım olmadığı için detaya detaya giremiyorum. Ancak, Halka arz konusunu borsadan da takip ediyor olabilirsiniz.
- Satış: Şirketin tamamının veya bir kısmının başka bir şirkete satılmasıdır. Bu, stratejik bir satın alma veya finansal bir yatırımcı tarafından yapılan bir satın alma olabilir. Son dönemde özellikle yabancı sermayenin ülkemizdeki bir çok değerli marka ver girişimleri bu yolla satın alıyorlar. Bu firmalar ya kendilerine rakip gördükleri firmayı ya da ortak faaliyet yapmak istedikleri firmayı çeşitli başlıklar ve faaliyetler yürütmek adına satın alabiliyor ya da ortak olabiliyorlar. Açıkçası, bu noktada ben, girişimin finansal tablolarının çok iyi incelenmesini öneriyorum. Eğer karlılık oranı stabil ve yatay ise satış, karlılık oranında bir yükselen trend var ise ortaklık yapılabilir. Ancak yine de tamamen girişimden çıkarak da exit edilebilir.
- Birleşme: İki veya daha fazla şirketin bir araya gelerek yeni bir şirket oluşturmasıdır. Bu, şirketlerin güçlerini birleştirerek daha büyük bir pazar payı elde etmelerini sağlar. Açıkçası, girişim ekosisteminde bulunduğum süre boyunca, eğer fikir güzelse mutlaka sermaye gücü gerekebiliyor. O nedenle bazı sektörlerde şirketin bir kısmına yatırım alarak sermaye gücünü artırarak girişiminizi büyütebilirsiniz. Ya birbirinden farklı girişimler ile ortaklık yaparak sektörü kapsayıcı bir adım atabilirsiniz.
- Yönetim Ekibine Satış: Şirketin yönetim ekibinin şirketi satın almasıdır. Bu genellikle çalışanların şirket üzerinde daha fazla kontrole sahip olmasını sağlar. Açıkçası bu durumla pek karşılaşmadım. Ancak, şirketin daha çok motivasyonunun artırılması ve sahiplenilmesi için şirket çalışanlarına şirketten hisse verilebiliyor. Bunu yakınımda ki bazı girişimlerde gördüm. Firma sevdiği ve ayrılmasını istemediği personeline şirketten hisse verebiliyor ve ortak edebiliyor. Açıkçası bu durum startup ekosistemi içinde değil daha çok standart işletmelerin içinde daha çok oluyor.
- Tasfiye: Şirketin varlıklarının satılması ve borçlarının ödenmesiyle faaliyetlerinin durdurulmasıdır. Bu genellikle başarısız girişimler için tercih edilen bir seçenektir. Bence bu konu önemli. Girişimlerde genellikle startuplar fikirlerine aşık oldukları için girişimden kopamıyorlar. Bazı durumlarda bu konu ciddi bir hal alıyor. Örneğin girişim fikri tutunmuyor ancak girişimci bir hayal uğruna sürekli harcamaya devam ediyor. Krediler çekiyor ve mevcut sermayeyi de harcıyor. Ancak yine de olmuyor. Bu nedenle sıfırı da tüketmeden mutlaka belirli bir aşamada durulmalı en azından ciddi ve derin zararlar olmadan girişimi tasfiye etmekte fayda vardır. Bu aşama tabi ki, hiç olması beklenmeyen hatta istenmeyen aşama olarak algılayabiliriz.
Çıkış Stratejileri ve Ürün Geliştirme Süreci
Çıkış stratejisi, ürün geliştirme sürecinin her aşamasında önemli bir rol oynar. İşte bu ilişkinin bazı önemli noktaları:
- Ürün-Pazar Uyumu: Ürünün hedef pazarda ne kadar başarılı olabileceği ve uzun vadeli büyüme potansiyeli hakkında fikir verir. Bu nedenle, ürün geliştirme sürecinde ürünün pazar ihtiyaçlarını ne kadar iyi karşıladığına dikkat edilmelidir.
- Ölçeklenebilirlik: Şirketin hızlı bir şekilde büyüyüp büyüyemeyeceği ve ölçeklenebilir olup olmadığı hakkında bilgi verir. Bu nedenle, ürünün ölçeklenebilir bir mimariye sahip olması önemlidir.
- Değerlendirme: şirketin değerini belirlemede önemli bir faktördür. Ürününün benzersiz özellikleri, patentleri, marka değeri gibi faktörler şirketin değerini artırabilir.
- Risk Yönetimi: Farklı çıkış stratejilerinin farklı riskleri vardır. Bu nedenle, ürün geliştirme sürecinde risk yönetimi planları oluşturulmalıdır. Çıkış yapma planları yapıyorsanız ürününüzün gelişim süreçlerini de devrettiğiniz firmaya aktarmalısınız.
- Yatırımcı Beklentileri: Yatırımcılar genellikle belirli bir zaman diliminde yüksek getiri elde etmek isterler. Bu nedenle, ürün geliştirme sürecinde yatırımcıların beklentileri göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktada, Ürünün gelişimi ile ilgili yatırımcıya çok net bilgiler ve ölçeklendirme planları çok net şekilde anlatılmalıdır.
Çıkış Stratejisi Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Şirketin Büyüklüğü ve Sektörü: Şirketin büyüklüğü, sektörü ve olgunluk seviyesi, uygun çıkış stratejisini belirlemede önemli bir faktördür. Bu konuda mutlaka bir mentor ya da bu işi daha önce yapmış birinden destek alınmalıdır.
- Yatırımcıların Beklentileri: Yatırımcıların risk toleransı, getiri beklentileri ve çıkış zamanlaması gibi faktörler, çıkış stratejisini etkiler. Bu konu yine bir uzman tarafından değerlendirilmelidir. Özellikle, startup mentorları ve yatırımcıları ile mutlaka çalışmak gerekiyor. Çünkü her iki tarafta kazanmak istiyor.
- Pazar Koşulları: Pazarın genel durumu, rekabet ortamı ve ekonomik göstergeler, çıkış stratejisini belirlemede önemli bir rol oynar.
- Şirketin Finansal Durumu: Şirketin karlılığı, borç seviyesi ve nakit akışı gibi finansal göstergeler, çıkış stratejisini belirlemede önemlidir.
- Yönetim Ekibinin Deneyimi: Yönetim ekibinin deneyimi ve sektördeki ilişkileri, çıkış sürecinde önemli bir rol oynar.
Çıkış stratejisi, bir girişimin uzun vadeli başarısı için kritik bir karardır. Ürün geliştirme sürecinin her aşamasında çıkış stratejisi göz önünde bulundurularak, şirketin değeri artırılabilir ve yatırımcıların beklentileri karşılanabilir. Ancak, doğru çıkış stratejisini belirlemek için şirketin özel durumunu, pazar koşullarını ve yatırımcıların beklentilerini dikkatlice değerlendirmek önemlidir.
Tecrübemizle sabit olarak, ürün geliştirme süreçleri başlı başına zorlu ve bir o kadar da meşakkatli bir süreçtir. Üretim alt yapısı, teknik alt yapısı, personel alt yapısı vb. konular da oldukça kırılgan ve disiplin gerektirir. Fakat şu da bir gerçek ki, bu tarz girişimler de exit değerleri daha çok yüksek oluyor… 😀
Onur AKAR